7 Haziran 2007 Perşembe

SE, SE, SES, SES, DENEME, BİR Kİ SESİM GELİYOMU ?

Selam dostlar, arkadaşlar, canlar, merak edenler, etmeyenler, bu arada seni unuttum sanma günlük çok acıkmışsın belli bir doyurayım senide rahatla olurmu canım benim.
Merakta bıraktım sizide kusura bakmayın ya. Geçen hafta Perşembe hemşire geldi açık öğretim sınavı için, hazır gelmişkende bizde kaldı hep ders çalıştı, halletmesi gereken işleri kovaladık birlikte bir hale yola koyma çabasındaydık ikimizde, inşallah bundan sonrası için hayırlı olur herşey tabi bu arada başımızdan hem komik hem traji komik şeylerde geçmedi değil tabiki, anlatayım efendim buyrunuz okuyunuz.
Şimdi canlarım perşembe bize geldi ya bu hemşire, cuma günü eski firmasıyla ilgili noterde devir işlemleri olduğundan sabah erken çıkıp işlerimizi halledelim dedik ama demez olaydık okuyucu, neyse çıktık yola devredeceğimiz kişinin numarasını almak için eski ortağını aradı bizim hemşire, aman yarabbi manyak kadın (ay kusura kalmayın o gün için ben daha fazla kötü kelimeler sarfettim bu en masumu) "ne o sabah sabah gün çuvalamı girdi, kartmı basıcan" gibisinden absürt ve manasız bir cümle kurdu neyseki benim hemşire harbiden sabırlı biride karşısındaki hem bayan olduğundan -ki bana göre bayan değil tam bir cadı- sesini çıkarmadı devredeceğimiz kişinin bizi aramasını bekledik.
Neyse şekerler sabah saatin 9'u evden de çıkmışız zati, e bi dahada geri dönmek istemiyoruz zaten hasretlik vurmuş başa daaaaan diye mümkün mertebe birlikte vakit geçirmeye çabalıyoz yani. Aklıma Maltepede oturan arkadaşım geldi aradık onu neyseki işi yokmuş, giderkende öle şu simitçi dukkanlarından simit neyin alıp tuttuk yolumuzu. Geldik arkadaşa aha da bundan soora yazacaklarım komikmi yoksa değilmi siz söleyin. Sölemesi ayıp simidin yanında şokellada vardı yada namı-ı diğer nutella yiyoz çay içiyoz sanırsam benim stresle alakalı olaraktan karnımda böle nası anlatsam bir burkulma, bir gevşeme, bir böle nası diyim ya kelime bulamıyom amanin yani ölecem sandım. Canlarım meğersem bir gaz varmışki yani ne alttan ne üstten çıkamıyo kalmış içerde beni böle düğüm düğüm yapıyo (bak madem miden bulandı okuma okuyucu bu yazıyı he ona göre). Aman bende bir terleme bir kıvarnam duramıyorum yerimde yani iki lokma bişi yedim resmen burnumdan geldi hoş gelemdi ya kaldı içerde çıkamıyo işte. Hemşire de bir panik bir panik sormayın, kendi işi zaten hemşirelik olan benim hemşirenin nutku tutuldu çocuğun, kalk taksi çağırıyorum diyo hadi diyo bende tık yok arkadaş , olmaz tabi tık felan ya varya biri dokunsa sanki tonlarca yük var üstümde ya valla abartmıyom okuyucu valla bak.
Neyse canım bu bendeki çıkamayan gazın o derece etkili olan grizu basıncı mideme vurunca olanlar olduuuu, zaten iki lokma bişi yemiş olan ben kendimi o ağrı eşiğinin içinde tuvalete zor atıp klozetle yakın temasa geçerekten midemdeki o accuk yemek kırpıntısınıda bu gazın sayesinde çıkardım, ama ne çıkarmak, olmayan şeyi nası çıkarabilirsiniz bi düşünün bakayım, yaaa düşünemiyo dimi insan öle böğürdüm sadece zorla iki lookmayı çıkardım yani (ben yukarda yazdım bak miden bulancak okuma diye ama görüyomki hala sayfadasın okuyucu git başka bloga ya miden bulandıysa zornanmı tutuyom ben seni).
Amma geçmedi o karnımdaki sancı geçmek bilmedi resmen ağrıdan ağlıyorum hüngür hüngür, meğersem ben hemşirenin dediğine göre" KAS SIPAZIMI" geçiriyomuşum yaaa. Amma ömrümden ömür gitti hem benim hemde hemşirenin, o kalk gidiyoz dedikçe bende hayır diyom, diyom çünkü ahanda bir adım atacak halim yok yok yooook. Gerçi benim hastanelerle ve ilaçlarla aram pek eyi değil, yani doktor bi ilaç verse asla ve kat'a sonunu getiremiyorum, zaten ben hep böle doktora gitmediğim için soluğu hep acilde alırız. Ayyy konuyu atlamayalım dimi devam edelim. O yarım saatin sonuna doğru arıtık nası olduysa bi pozisyon buldum kendime, otrumuşum o rehavetle bir koltuğa çekmişim ayaklarımı kendime ama nası terliyom vallahi boncuk boncuk terleme nedir anladım sonunda, yavaş yavaş kendime geldim.
Ama ne gelmek ya bir görseniz sanki az önceki o bütün kötü anları ben yaşamamışım gibi, tabi bunca şeyin arasında o noter işini unuttuk biz lakin bir arayanda olmadı, hemşire diyo kal işte burda dinlen ben gidip geleyim, ben inatla iyi olduğumu onun yanında olmak istediğimi vurguluyom felan neyse ikna ettim kendisini sonunda ve düştük yollara.
Neyse canlarım atladık Maltepeden bindik çift katlıya gidiyoz Şişli'ye, havada nası sıcak amanin,otobüste bir o kadar serin kilimalı ooooh yani varya sanki 10 dakka önce o kabusu ben yaşamamışımda başkası yaşamış o denli iyiyim yani. Zavallı hemşireö çok kötü oldu ama ya o hala şoktaydı ben iyi olduğum sıralarda, bide benlen inatlaşılyamayacağını öğrendi sanırsam.
Geldik Şişli'ye buluşacağımız kişi lütfedip aradığından, dedik biz karakolun önündeyiz sizi bekliyoz, neyse geldi bu gittik notere, şimdi bu noterde (bu arada banka gibi yani noterlerde sıra numarası felam alıyon o denli kalabalık) bankonun önünde benim hemşire ve devralacak kişi bekliyo işlemin bitmesini, bir ara gözüm onlara takıldı gayri ihtiyari aaa bi baktım çocuk bana bakıyo (hangi çocuk olcak, devralacak işte) aa şaşrdım ben çevirdim kafayı başka yöne, yahu amacım benim hemşireye bakıp oh çekmek iyiki birlikteyiz diye yani, aradan şöle bi 30-40 saniye geçti geçmedi ben tekrar baktım aha ne görsem çocuk yine bana bakıyo ve benim baktığımı anlayınca kafayı çeviryo başka taraf hemen beim hemşireninde bana arkası dönük olduğundan olayın farkında değil, ama acayip rahatsız oldum ben ya bişide diyemiyon hemşireye desem adamı gebertir oracıkta, ya okuycu böylede saçma bişi geldi başıma, ama ben öle rahatsız olunca kalktım dışarı çıktım hemen, zaten sabah sabah bi şok yaşamışım ikincisine hiç ama hiç gerek yok.
Bitti bu noter işi, çıktık ordan, benim aşık hemşire (tabi bana aşık kime olcak ya okuyucu) demesinmi "Sanırsam ben diğer telefonumu abimin evinde unuttum" , e iyide sen bize zaten çantanla geldin çantayıda evde bıraktık telefon ordadır dedim, bu yok ısrarla abimin evinde diyo peygamber demiyo (He diycenki sen şimdi okuyucu, yahu kızım zaten çanta senin evde ara evini konuş babanla çantayı bir kontrol ettir dimi ama yok sabah ve öğleden sonra yaşanan travmalar sonucunda beynim eror verdi sanırsam ve aklıma gelmedi) telefon diyo. Peki dedik düştük yollara, aaaaa bu arada gideceğimiz yer Ayazağa biz Okmeydanındayız saat olmuş 15:30 ve bizim akşam 18:30 da Maltepe'de olmamız icap ediyo çünkülüm bir arkadaşın emaneti var onu vermeliyiz. Canım okuyucu ben zaten böle durumlarda çok stres olurum ya yetişemzsek diye ama sonucunda hep yetişirim ama olsun yinede yaparım stresimi. Uzatmıyım ben, bindik tekrar otobüse bide tarfik var metro yapcaz diye anasını ağlatıyorlar ya bu İstanbulun, vardık Ayazağa'ya saat oldu 16:30 zaten günlerden cuma en yoğun tarfiğin olduğu saatlerin başlamısına yarım saat kalmış, geldik eve kapı duvar, abisinin eşi annesine gitmiş ama ben ağlıycam sinirden, neyse aradı hemşire benim eltiyi, geldi kızceyiz takriben bi 15-20 dk soora, eve girdi hemşire (bilin bakalım noldu, heyy sana diyom okuyucu eğer bu yazımı tam manasıynan okuduysan sonucu az yukarda belirttiğimi görecen sen) ara tara ne telefon var nede çam sakızı (çoban armağanı yok, bu ciddi ciddi çam sakızı böle çiyniyon sert bişi soora bi yumuşuyo o bakkaldan aldığımız sakızdan daha yayarlı ve faideli bişi yani) haydaaaa yok yok yok. Saat oldu 17:00, indik aşağı durağa aradım ben babamı hemen dedim "baba allasen bak şu hemşirenin çantaya telefon ve çam sakızı ordamı" cevap evet okuyucu cevabı sen çok iyi biliyon, kocaman harflerle yazalım ve " EVET" kısacık 4 harflik bir kelimeden oluşan cevabımız hazırdı işte tiiiiii sabahtan beri.
Gülermisin, ağlarmısın, hemşire bana bakıyo ben ona bakıyom hemde yan gözle, geçirdiğin onca stresemi yanarsın, geç kalma riskinemi yanarsın, saatli işin var bekleyenin seni bekleme ihtimalinemi yanarsın, yoksam onca saati daha iyi değerlendirebilirdik fikrinemi yanarsın ve tabiki her türk evladının dediği gibi "bunda da bir hayır vardır" diyerekten ve geç kalıp bekletme olasılığımız olan kişiyide bekletmeyerketen günü bitirdik. Akşam eve döndüğümüzde de bizim vücidimizin şarjı bittiğinden erkenden yatıverdik.
Şimdi bu yazıdan çıkacak sonuçları yazarsak eğer;
bir - Asla ve asla hemşire ile evden çıkarsan eğer herşeyi kontrol et onada ettir ki sonuç seni yukardaki gibi sıkmasın.
ikiiii - Bir daha "KAS SIPAZIMI" geçirmek istemiyosan öle herşeyi kafanda büyütüpte soora bunların sana öle gaz sancısı olarak dönmesine müsade etme (heee kime söylüyom dimi, hiç inandırıcı olmadı)
üçççç - Birine buluşma saati verirsen eğer lütfen obsiyonlu bi saat verki yine yukarda düştüğün o kötü duruma düşme.
dört- eğer böle durumlar olursa yine gül geç yoksam zamanla ciddi hasarlar oluşur sende bu da benden sana kulağına küpe.
Oldumu canlarım bu bir günlük yaşadığım olaylar silsilesiydi hem komik hem acı (ama ne acı be ağlattı valla) hemde hoş bir anıydı işte diğer anılarımın yanında yerini ladı bilem.
Bu arada benim işimle ilgili henüz tam bir gelişme yok lakin bugün bir arkadaşım aradı kendi firmasında benim gibi bir elemana ihtiyaç varmış, yer çok ters tiiiii Gebze dolaylarında ama gel benle yaşa bi süre diyo bakalım nolcak bi karar veremedim henüz ama hafta sonuna kadar kesin bi karar alıcam ama niyetim orda işe başlamaktan yana bakalım işte.
Daha başka şeylerde varda yazacağım artık gözlerim çift görmeye başladı harfleri, evde bilgisıyır yok ya orda burda okuyabiliyorum sizi ve sadece yorum yazabiliyorum o kadar, şimdi bi arkadaştayım da herkez hazır kendini uykuya teslim etmişken ben yazayım bari dedim bişiler. Ama hepinizi çok özledim canlarım benim blogcuklarım arkadaşlarım, göremesemde, sesinizi duyamasamda seviyorum hepinizi canı gönülden. Hade yatayım bende iyi uykular bana, sizede hayırlı iş günleri diliyom malum hafta sonu geldi çattı yarınıda bir çırpıda geçirin bari. Öptüm hepücüğünzü:)

 

designer : anniebluesky : www.bloggeruniversity.blogspot.com