Kelimelerin havada uçuşupta bir türlü cümle kuramadığım, az biraz zorlandığım, az biraz üzüldüğüm, az biraz hüzünlendiğim, ama nedense hemen sinirlendiğim, agresifleştiğim vs. vs. ve vesairelerin bol olduğu zamanlardayım,
Ama en çok kendime sinirlenip öfkeleniyorum, hiçbir şeyin sonunu getiremediğim için sürekli kendimle cebelleşiyorum, başkalarına öfkelenmeden önce şöyle dönüp kendime baksam aslında pekde kızılacak bir durumun ortada olmadığını görecemdeee, görmek için önce bakmak geketiğini savunan ben ukalası konu kendim olunca görmezden geliyorum.
Sanırsam olagelenler buna mahal vermekte çünkü tam heh buda bitti derken pat başka bişiler oluyo ve zıvanadan çıkmak cümlesinin ne kadar da doğru olduğunu anlıyorum cümleyi tam manasıyla yaşıyor hatta ışık hızıyla uçuyorum,
Hani yıllar önce ce-ne-be-ce kanalında eliy makbil vardı avukat, hani kızınca sinirlenince böyle ilginç hayaller kurar ve o hayallerde sinirlendiği kişileri yerden yere vurur fırlatır atar, işte bende kendime onu yapıyorum hayallerimde kendime olan hıncımı kendimden çıkarıyorum,
Buda bir dönem dimi buda geçicek, zaten hepsi geçmiyormu iyi yada kötü, ama her iyide her kötüde bende derin izler bırakmaya başladı genelde kötünün izleri daha belirgin unutulmamak adına kazınıyo ruhuma özenle (özenilene bak hele ne ayıp),
Farkındayım aslında herşeyin ne kadar boş olduğunun lakin bunu bi anlatsam kendime, anlatıyorum heee sakın yanlış anlaşılmasın lakin almıyor işte koca kafam buda benim son bir kaç yıldır yaşadıklarımla ilintili bir durum sanırsam,
Kısaca herşeyin öyle bilincindeki bu namussuz ruh, ama işine gelmiyo, biliyo unutsa yada göz ardı etse tekerrür edecek herşey sanki hiç etmiyormuş gibi, ama boşvermeyide öğrenmeli artık, nereye kadar dayanacak hücrelerim bu olumsuzluklara bu gereksiz üzülmelere, kasılmalara, kasmalara,
Farkındayım vücuduma verdiğim tahribatın, üzüldüğüm, kızdığım, gereksiz serzenişlerimin, boşuna ağlamalarımın, kimsenin duymadığı ama benim kulaklarımı sağır eden sessiz çığlıklarımın, bunda da vs. vs. vesairelerin bana geri dönüşlerinin ne kadar acımasızca olacağının, lakin bunda bile ne kadar bencilimki göz göre göre davetiyeler yolluyorum "illa gelin he bekliyorum bak, ölümü görün nolurrrrr" diye.
Güzeller güzeli yaz dedi, niye yazmıyorsun,
bak yazdım işte pekde iç açıcı olmayanından hemde, aslında ne zamandır yazmak aklımda, aklımdakiler parmak uçlarımda ama tembelim işte işime gelmiyo bunları yazmak dedim ya bencilim ama keşke başka konularda bencil olsam futursuzca davransam, ohhhh vur patlasın çal oynasın yapsam ama beceremez bu ruh bunları bi süre daha, umudumu kaybediyorum sanki yoksa gittide benmi farkında değilim, hükümsüzdür dicem lakin hükmü var elbet ama farkındalık kayboldu az biraz, yerine gelsin bi sen gör o zaman beni ama çok fırın ekmek yemek gerekli yaşanalara dair sıkıntılara dair, ders çıkarmalı ki olacaklar olunca ayazda kalmamalı, ayazın soğuğunda kalmış bir yaprak gibi çatırdayıp rüzgarda savrulmamak için.
Evet evet umut önemli mevzu hep savunurum ya, lakin bu aralar üstünüze afiyet biraz falsoluyum.....
Psstt :)
2 yıl önce