1- Annemin yaptığı mantıyı yemeyi severim, dışardaysam eğer mecbur kalmadıkça sokak mantısı yemem, ayrıcanada annem elleri dert görmesin süper düper mantı yapar yakın çevremizde efsanedir kendisi. Ama ben öle efsane olemeycem biliyom gari hatta o efsanenin "e" si bilem olameycem yok o potansiyel bende.
2- Babamın her akşam bize çay demleyip servis yapmasını severim, hiçbir şey için üşenmeyen nadir insanlardandır kendisi. Büyük bir olasılıkla torunuda ona benzedi. Accuuk ucundan bende benzeyeydim ya nolurduki
3- Duş aldıktan sonra uzanmayı severim, yapılan işin yorgunluğunu atmak için insan hayatındaki en güzel eylemlerden biri bence, şimdi diycenki sen sevgili okuyucu "salakmısın kızım kim sevmez duş almayı" dimi dediniz işte duydum ben.
4- Soracıma temizlik neyin yaptıysam şayet, temizlediğim yere şöle dönüp bakmayı severim, çünkülüm ben öle üstten üstten iş yapmam yaptımıydı dip köşe, sende de öle anne olsun yapma bak noluyon, yahu ben varya kaç yaşımdan beri böle büyük temizlik yapıyom sen biliyonmu yaaa hemide 11-12 gibi başladım ben böle işlere, cam kapı çerçeve tül şeklinde ya he bide ütü, bak işte ütüm meşhurdur yaptımıydım jilet gibin olur evelallah atarım cırttt diyiverin keser adamı.
5- Bol soğanlı salatayı çok severim bide (kuru soğan olcak ama tazesi midemi ağrıtıyor), annemde babamda iyi yaparlar bu işi nedense bak şimdi farkettim ben onlar gibi lezzetli yapamıyom zannımca, yada bir gün yapayım gelin buyrun siz tadıp karar verin olurmu?
6-Yüksek sesle müzik dinlemeyi severim, bide o müziğin eşliğinde dans etmeyi, ama halay çekmesinide ve horon tepmesinide severim (becerebildiğim kadarıynan) hele çıktımıydı öle havalar kalkarız ben annem babam başlarız halaya evin içinde yaaaa.
7-Patatesli her türlü yemeği severim, babamın meşhur patates kavurması en özel sıpesyalimizdir ailemizde.
8- İngilizce kelimeleleri türkçeleştirip yazmayı çok severim örneğin:
a) İnterneyşinıl hospitıl
b) Tu bi or nat tu bi
c) Konverşıl yünyın
d) Hilton eksıbişın
e) interkontinental
f) Judi Garland
g) Faks rekover şiit
h) Viyaaadı oskar gos tuuu (ben anca bu kadarını yazabiliyom eksik kelime varsa siz tamamlayın)
ı) kangurucıleyşın (ne demekse, sanırım tebrik etme manasında nerden duydum bilmiyom atıyoda olabilirim)
j) Karfur
k) Diiıır (sevgili demek bu)
l) prezidınt
m) Hepi bört tey tu yu
n) sentır
o) van handırıd
p) Viii yadı çampiyıınnn
r) dividi - visidi
s) Şov mast go oooooooonnnnnnn
t) imecın ol ma pipıl
u) vi vıl vi vıl rak yu
v) Alfrıd hitçkok
y) Cast a minıt
z) ooooo ooooo tu layt vit dens
eeee alfabe bitti durun bulcam bi çare;
ç) florans naytıngel yada gelme sen orda kal en iyisi.:)
ğ) Pirinsıs
i) Yunaytıd kingdım
ö) İnter pires
ş) Yunaytıd sıteyds of amerika
ü) Mistır
w) Bıjörk,
demeyi severim eee bulcam demiştim bi çare dimiiii:)
Ya böle işte sevdiklerim ve söylemeyi sevdiklerim yukarıda bilginize sunulmuştur efenim. Okuyun not alın ilk sınavda sorucam ona göre sonra yok ben duymadım yok ben okumadım diyenin gözünün yaşına bakılmayacak ve kendisinden de böyle yukarıda benim yazdığım gibisinden bir yazı istenecek, ve bu yazılacak yazılar bende linki olan ve hasbel kader bu blogu ziyaret edenden de gözünün yaşına bakılmaksızın istenecek. Demekki bundan nası bir sonuç çıkıyor okuyucu "So be le me ce" ve ben herkezi sobeliyom mümkünse herkez müsait bir zamanda "severimler" yazsın, yazın he kontrol edicem bak, unutmam ben öle herşeyi, hadi anam başlayın siz ben geliyom, :)))))
29 Mayıs 2007 Salı
SEVERİMLER
27 Mayıs 2007 Pazar
İŞTE GELDİM / ANILAR PART TUV (BÖLÜM 2 DEMEK OLUYO BU)
Ağabeyle olan maceralara devam edelim bakalım, şimdi bu ağabeynin küçükkene bir karate sevgisi vardı tabi bu sevgi eminim ki sadece öğrendiklerini bana uygulama konusundaydı yani, varın gerisini siz tahmin edin. Şimdi bu gelir öğrenmiş birkaç afili hareket “gel kardeşim sana öğreticem” bak bak vurcak ya bana önceden öle kardeşim canım benim şeklinde beni hazırlıyo olaya yumuşak yumuşak bende yiycek göz varmı, yok tabi ama böle durumlar anne-baba ikilisi evde olmayınca daha çok yaşandığından istersen yeme yani sen bilirsin çünkü sonuç her zaman kaçınılmaz olmuştur. Neyse şeker “al şu yastıkları eline geç karşıma” diye başlayan cümlenin sonu benim yastıkları elime almam ve sonrasında yastıklar bir yerde ben bir yerde tabi benim canım yastıklara nazaran daha çok yanıyo, ha bide çıkarttırıyo gözlükleri ki hani bana öğreteceği hareketlerden gözlüğüme bişi olmasın yoksam öle hemen kırılan gözlüğün yerine yenisini almak goley bi mesele değil o zamanlar. Ya işte böle karate maceralarımız çok olmuştur kendisiynen hele sonuncusunda üstüme oturmuştu o koca bedeninynen ki annem çığlığımı tiiiii 2. kattan duymuş kadın feryat figan geldi ki ne görsün o küçücük ben benim üstümde kocemen bişi oturmuş tutmuş çocuğun boğazını sıkıyo, ya okuyucu ölümden döndüm ben bak valla atmıyom he, yahucum hem bu ağabeymin benim üstündeki güç denemeleri teeeee ağabeymin evlenme arefelerine kadar sürmüş olup son olayı arkamdan bana makas fırlatmasıynan sonuçlanmış olup çok şükürkü hiçbiryerime makas saplanmamıştır. (daha varda onları da sooora anlatırım olurmu canlarım kuzucuklarım benim)
Sıra geldi anneciğime, canım ya hep endişeli, hep seri, hep aceleci, hep içi içine sığmayan her şey bir an öce olsun bitsin. Mesela yemek yensin ve sofra hemen toplansın verilebilecek en iyi örnektir, tabiiii bu örnekler çoğaltılabilir ve çoğaltılacaktır tarafımdan. Şimdi efendim benim bu annemin bana ve ağabeyme kullandığı en popüler cümlesi “köpek evlattır” ki daha başka ailelerden çocuklarına dair böle cümleler duymadım ben, anneme özgüdür yani. Mesela annem ne zaman çay demlesem “Emreeeee altına su koy çocuuuuuuum” şeklinde uyarılarına devam etmekte olup her uyarının sonunda “yahu güzel annem tabi ki çaydanlığa su koyulur, kuraldır bu, çünkü demliğe doldurduğun su azaldığından illaki çaydanlığa su koyulur be mübarek kadın” gibi cümlelerim eminim kendisi tarafından duyulmamıştır ve asla kaaale bile alınmamıştır, alınmaycaktır biliyom ben annem bu değişmez. He bi de ben ne zaman “banyo yapıcam” desem “heh yine ıslatıcan banyoyu ne var sanki” gibi bir cümleyle karşılaşırım hep neymiş efendim yeni yıkamış banyoyu ovmuş dezenfekte etimiş miş ne gereği varmış gibi cümleler kurup beni deli etmeye devam eder, yahu kadın hamamamı gideyim yani ayrıcana da oturduğumuz yerde hamam var da benmi gitmedim ya. Sene 2004 yazı ben Avşa’ya arkidişimin yanına tatil için gidicem ve beni ve herkezi dumura uğratacak ve daha sonraki her tatilimde bana hatırlatılacak söz ınınınınnnnnnnn “hele bi boğul sen, ben de seni gebertmezsem bana da Ayşe Acar demesinler” buyrun buradan yakın okuyucu nasıl ama, farkındaysanız bu cümleden annemin doğa üstü güçleri olduğunu vurguluyor ve öğreniyoruz. Yahu kadın ben boğulsam sen zaten ölmüş göçmüş birini daha fazla nasıl gebertebilirisin dimi ama böle bişi mümkün olmuşmudur deyip bir araştırmaya bile giriştim ben yaaaa naber benim annem böle bir kadınceyiz işte. Heee bide hastalanınca felan ben çok kızar bu annem “sen bi hasta ol bakarsam sana nolıyım” ki ben zaten öle inleyen ağlayan hastalardan olmamışımdır hiç ama annem her seferinde böle cümleler kurar bana sanki beni bilmezmiş gibi. “köpek evlat sen iç soğuk suları, yap banyonu üstüne bişi giyme çıplak çıplak gez soorada başıma hasta ol” gibi böle uzar gider bu örnekler ki bu daha bişi değildir. He bide kendine has kelimeleri vardır annemin her yanlış söylemsinde bir daha duymak için tekrar ettiririm ben örnek verecek olursak eğer.
1- Psilog = Psikolog
2- Sıkos bıras = Scoth Brite (Bildiğimiz bulaşık süngerinin annemce çevrilmiş hali)
3- Fisfiye = Fiskiye
4- Pıçak = Bıçak
5- Apantis = Apandisit
Bunlar şimdilik aklıma gelenler okuyucum benim, gerisini bilahare yazıcam söz.
Bunların dışında annem dünya tatlısı bir kadındır, asla ve kat-a dedikodu yapmaz, kimseden kimseye laf söz taşımaz, kendi halindedir, onun için varsa vardır yoksa yoktur, asla bir şey için diretmez çünkü olursa olur olmazsa olmaz napalım canımız sağ olsun der hep, biraz daha bazı huylarından ötürü kendisine benzemeyi çok istemişimdir hep, çok naiftir kırıldığını asla belli etmez, dedim ya taş atana pamuk atandır beni de hep böyle olmam konusunda uyarmıştır ama ben onun kadar sabırlı olamayabiliyorum maalesef, çok güzel yemek yapar özene bözene, sabah ilk iş kahvaltıdan önce yemekler pişirilir akşam için ki dinlensinmiş efendim yemekler öle pişer pişmez sofraya konulmazmış, birde bir evin en önemli kısmı mutfağın yatak odasının ve banyonun derli toplu ve temiz olmasıymış, bakalım görcekmiş benide evlenince nası kadın olcakmışım hatta ona göre benden kadın olmazmış azıcık feyz almamışım ondan öle der hep bana. Ya annem böledir işte daha yazcağım var da aklıma gelenler bunlar şimdilik.
Aaa babamı unuttum sanmayın ha onuda anlatıcam bir gün
Hadi okuyucu öperim senide tabi günlüğümü de, görüşelim en kısa zamanda yine, hoşçakal.
26 Mayıs 2007 Cumartesi
İŞTE GELDİM BURDAYIM
Madem bu aralar evdeyiz eee oturmak olmaz dimi, bende oturmadım zaten sağolsun arkadaşlarda bu konuda bayağı yardımcı oldular bana. Uzun zamandır çok uzamış olan ve artık bana ağırlık yapan saçlarımı kestirme zamanıdır deyip Çarşamba günü güzzellceeee küöföre gittim, oturdum koltuğa buyrun saçlarım sizin istediğiniz şekli verin dedim ama tabi yinede içimde korkular vardı, ya istediğim gibi olmazsa diye. Neyse efenim başladı kesmeye aman bir hafiflik bir hafiflik sormayın gitsin yani, bu arada benim saçlarım çok gürdür, yani öle banyodan felan çıkınca aman kurutayım da öle dışarı çıkayım denebilecek saçlardan değil illaki köpüklemem lazım bu arada jöle neyin saçımı tutmuyor yani şu köpüğü çıkarandan Allah razı olsun. Neyse şekerim saçlarımda önceden boya üstüne röfle vardı uzun zamanda olmuştu bir dip yaptırmayalı baktım olacak gibi değil, dedim küöföre önce komple boya sonraki renge boyadan sonra bakarız. Başladık işleme ama ne başlamak resmen tüm günüm kuaförde geçti çocukta sağolsun bayağı ince eleyip sık dokudu sonuç güzel oldu gelen yorumlardan bu sonuca vardım ben.
Bu saçıma eskiden çok takardım ben, tabi küçüğüz anlamıyoz nası şekil verilir saça, hele ilkokula giderken görmelisiniz beni, saçlarım gür olduğu için ve kolay kolay taranmadığından hep kısa kestirirdi annem saçlarımı kısa olunca daha da kabarırdı saçlarım, bide ben küçükken çok çelimsizdim öle ufak tefek zayıf, bide dörtgöz tiii 3 yaşımdan beri gözlük kullanıyorum ben ya okuyucu, demekki 27 yıldır takıyom bu mereti ben, diycenki şimdi ameliyat ol lazer var hemide ucuz ama, şeker benim gözler o ameliyatla düzelmiyooo maalesef, neyse daldan dala atladım böle karışık oldu artık kolay gelsin size okurken. Soracıma işte düşünün zayıf, suratı küçük ama gözlükleri suratından büyük ki bu hep annemin fikri neymiş efendim küçük gözlük olursa ben camından değil çerçevenin etrafından bakarmışım gözüm daha çok bozulurmuş ama dinletemiyorsun ki anneme bunu, hele de 7 yaşında bir çocuk sözü dinlenir mi hiç gerçi bu durumum teee ortaokul çağlarıma kadar sürdü. He bide böle koca gözlükler bide kısa saç bide o saç böle alnının üstünden toplanır palmiye gibi tam komedi olursun ama yine sesini çıkaramazsın, hatta öle çekilmiş bi fotoğrafım var ah bi görseniz öle komikki. Ay bide banyo yaparken çok çektim ben bu saçlardan yaaa, sokardı annem banyoya tabi o zaman bizde şofben yok banyonun içinde soba var, zaten banyo sıcak bide annem sağ olsun kaynar suyla yıkamaya bayılırdı bizi, banyo sıcak su kaynar ortada bir küçücük çelimsiz ben annem suyu döker su saçlarımın üstünden yuvarlanır dibine işlemez saçımın dibi ıslanmaz ben ağlarım annem kafamın derisini kazır vücudumu yüzer hem de iki banyoda bir kese yapar, işte siz benim o halimi düşünün sesini çıkarırsın kafana ya tarak ya sabunla dürtülür, ağlarsan eğer bi o kadar daha alası ile yıkanırsın, ya öle işte çok çektim ben bu saçların derdinden.
Bu arada ben öle her şeyi yiyen bir çocuk değildim ki hala bazı şeyleri yemem (yazıcam şimdi ama korkuyom tepkilerinizden hadi len yenmezmi onlar diye) peynir, zeytin, domates üçlüsünü kendimi bildim bileli yemem ben, hatta domates hariç diğerleri midemi bulandırır, kızmayın bak baştan söledim ben, öle tabaklarını bile tutamam, çok ısrarları oldu herkezin bunları yemem konusunda, hatta abim bi keresinde sofradan kalkıp ağzıma peynir tıkmaya çalıştı hiç unutmuyom o sahneyi acayip kötü etkiledi beni. Düşünsenize ufacık minicik bir çocuk belki üstüne gidilmese yerdi ama abisi onu kolunun altına sıkıştırmış ağzına peynir sokmaya çalışıyo zorla bağarsan ağzın açılacak sokucak peyniri içeri sussan olmuyo annem yada babam yanımızda yokki müdahale etsin. Neyse ama nası kurtuldum elinden hatırlamıyorum nedense, demekki bilinçaltım onu iyice gerilere attı unutulması gerekenlerin yanına koydu. Zavallı annemde ben yemiyorum diye hep “bunun bünyesi çok zayıf yemiyo” derdi herkeze bende merak ederdim nedir bu bünye neresinde bulunur insanın napar görevi nedir, tabi bunun anlamam da uzun bir süreyi aldı, bitmediiiii yemediklerim öle et, köfte, kıyma, ıspanak, kereviz, pırasa yemezdim ve en sevmediğim bamyaydı eskiden gerçi bamya ile kötü bir anım var ondan mütevellit yemem kendisini yok yanlış anlamayın abim zorla yemem için bir girişimde bulunmadı bu kez, sağsa Allah uzun ömür versin göçtüyse Allah rahmet eylesin bir Nimet teyze vardı dedemlerin pansiyonunda kalırdı hep sezonluk, her sene geldiğinden ahbap olmuştuk iyice, tuttu kolumdan bir gün oturttu beni masaya yapmış kendine göre güzel olan bamyayı yiyceksin dedi, bide küçüğüz ses çıkaramıyoz oturduk mecburen masaya ama çatalı batırıyom bamyaya bamya ile birlikte böle suyuda uzuyo ama ne uzamak öle böle diiil insanın aklına tabi başka başka böle irenç şeyler geliyo ve yiyemiyosun doğal olarak ama zannımca yemedim onuda ben, ama artık bamya hariç yukarıda yazdığım diğer şeyleri yiyorum hemide severekten yani(peynir,domates, zeytin hariç). Gerçi annem haklıymış bunun bünyesi zayıf demekle çünki iki kez zehirlenmiş biri olarak tescillendi bu bünye zayıflığı mevzusu, herkez daldan elma koparır yer bişi olmaz ben yerim hastanelik olurum hemde kendini bilmez baygınlık geçirmiş bi halde. Bir keresinde hiç unutmam babam bel fıtığı ameliyatı olmak için hastenede yatıyo sene 84 sanırsam, Okmeydanında yatıyo hemide, e bizde Anadolu yakasında Maltepe’de oturuyoz, şimdiki gibi öle otobüs felanda zırt pırt geçmiyo yoldan en az 45 dk beklersinki gelsin bi otobüs de binesin gidesin nerdeeee, neyse annemde kahvaltıda sölemesi ayıp sucuk yapmış yedim afiyetle içtim üstüne annemin uyarısına rağmen soğuk suyu ooooh yarasın diyerekten yaradı tabi yaramazmı, neyse bindik otobüse başladı benim mide dönmeye olduğu yerde ki benim normalde öle midem bulanmaz otobüste felan, amanın dayanılır gibi değil neyse vardık babamın yanına bide düşünün hastaneye o zamanlar 6 yaşında felan çocuk alınmıyo napsın annem nereye bıraksın beni kadınceyiz kattı beni de yanına götürdü, vardık hastaneye çıkıyoz merdivenleri ama benim mide deli gibi dönüyo olduğu yerde bayılacam yani o kadar net hatırlıyom. Geldik babamın yattığı koğuşa zaten babasızlık vurmuş bi yandan özlemişim bi sarıldım boynuna bırakmıyom annem dedi bunun midesi bulanıyo babamda ne bilsin öle şiddetli bi bulantı olduğunu azıcık kayısı suyu verdi bana belki iyi gelir diye mideme nerdeeee onu içmemle benim boşaltım sistemim aşağısı yerine yukarıdan boşaltmayı tercih etti varın gerisini siz tahmin edin ortalık inanın abartmıyorum resmen göl oldu ne mide varmış kardeşim bende de be yuh yani boşalt boşalt bitmedi ama ben bitmişim sonunda pek hatırlamıyorum zehirlenmişiz yine babam büyük hastanede ben aynı bahçede çocuk hastanesinde zavalı annem banamı baksın babamlamı ilgilensin kadınceyiz şaşırmış bir vaziyette, ogüne dair tek merak ettiğim şey acaba abim nerdeydi kimde kaldı çünkülüm biz bir gece hastanede yattık. Ya böle işte var daha anılarım birde annemi anlatıcam size bir gün komik kadındır kendisi nev-i şahsına münhasırdır,azıcık telviyedir, çok titizdir, çok güzel yemek yapar mevlütlerde neyin hep ona pilav yaptırılır, hala çay demekle ilgili bana uyarılarda bulunur, taş atana pamuk at diyen insandır kendisi severim pek , bu aralar bana pek üzülüyo belli etmediğini sanıyo ama gizli gizli ağlıyo biliyom ben napsın be ana işte bizimde olunca anlıycam farkı biliyorum.
21 Mayıs 2007 Pazartesi
PALDIR KÜLDÜR.....!!!!!!
HERKEZE HUZURLU ZAMANLAR DİLİYORUM:)
11 Mayıs 2007 Cuma
BİLİNMEYENE MECBURİ YOLCULUK
9 Mayıs 2007 Çarşamba
NE, NEDEN, NİÇİN,NASIL
7 Mayıs 2007 Pazartesi
HAFTANIN SONU NAKARAT GİBİ.....
4 Mayıs 2007 Cuma
HELE Bİ GEL:))
Öylece bakıyorum klavyeye acaba ne yazsam diye, içimde tuhaf bir his var bu gün mutluluk desen belki, hüzün desen belki, endişe desen belki, bilmiyorum işte hepsini aynı anda yaşıyorum. Anlaşıldı bugün ortaya karışık yapıcam ben.
Hemşirem bugün gidiyor, sağolsun dün akşam yine geldi dayanamayıp, sabahta erkenden kalkıp gitti, iyi yoculuklar sana sevdiğim, umarım herşey en kısa zamanda yoluna girer, bu arada iyiki varsın zaman ya olmasaydın:)
Bide oğluşu özledim ben çok, abimin oğlu olur kendisi, sağolsun çok afacandır, çok yorucudur ama çocuktur işte özledim çok beratcım seni.
Bu gün cuma haftanın en güzel günü, ama her cuma burda karışık ve de yoğun geçer ve umarım bir çırpıda geçer akşam olur ve bende evime giderim. Bazen işten işikayetim oluyor biliyorum ama iyikide çalışacak bir işim var, ya olmasaydı, hasta olup işe gelemediğim zamanlarda bunu daha iyi anlıyorum, ama benim tek derdim huzur, biraz o da olsa fena olmaz hani.
****************************************
İçinden geleni söyle susarsan yazık olur,
Hayata küsüverirsin hüzünler seni bulur,
Birşeyler yapabilirsem güzel gözlerin için,
Başından geçeni anlat masaldır benim için.
Hele bi gel , uzaklar sana gelir
sen hele bi gel , bütün dertler bitiverir
Hep seni bulur , uzun zor sıkıcı günler
yazık olur , hadi gel kurtar bizi.
(PİNHANİ)
****************************************
Herkeze huzurlu zamanlar diliyorum:)