Selam okuyucu naber, nasılsın. Sanada selam günlük hani böle sormuyom hatırını felan biliyom ama, sende buna gönül koymuyon biliyom yani seni ben, iyisindir sen severim seni konuşamasan da anlarım ben seni merak buyurmayasın sakın. Evet şimdi arkidişler bendeniz Perşembe gününden beridir Elçin’deyim kendisi benim ağabeymin eşi olurlar efendim hazırda bir bilgisıyır (Ay bu kelimeyi incegülcümden duydum çok hoşuma gitti ondan böle yazcam artıkın, bir telif hakkı neyin doğarsa şayet istenen hak ne ise anında yapılacaktır incegülcüm bilgin olsun) var evlerinde yazıyom işte habire napiim ya özlemişim öle klavye ekran ikilisini duramıyom diyorummmmm ve başlıyorummmm yazmaya buyrun okuyun efendim aşağıda her şeyler.
Ağabeyle olan maceralara devam edelim bakalım, şimdi bu ağabeynin küçükkene bir karate sevgisi vardı tabi bu sevgi eminim ki sadece öğrendiklerini bana uygulama konusundaydı yani, varın gerisini siz tahmin edin. Şimdi bu gelir öğrenmiş birkaç afili hareket “gel kardeşim sana öğreticem” bak bak vurcak ya bana önceden öle kardeşim canım benim şeklinde beni hazırlıyo olaya yumuşak yumuşak bende yiycek göz varmı, yok tabi ama böle durumlar anne-baba ikilisi evde olmayınca daha çok yaşandığından istersen yeme yani sen bilirsin çünkü sonuç her zaman kaçınılmaz olmuştur. Neyse şeker “al şu yastıkları eline geç karşıma” diye başlayan cümlenin sonu benim yastıkları elime almam ve sonrasında yastıklar bir yerde ben bir yerde tabi benim canım yastıklara nazaran daha çok yanıyo, ha bide çıkarttırıyo gözlükleri ki hani bana öğreteceği hareketlerden gözlüğüme bişi olmasın yoksam öle hemen kırılan gözlüğün yerine yenisini almak goley bi mesele değil o zamanlar. Ya işte böle karate maceralarımız çok olmuştur kendisiynen hele sonuncusunda üstüme oturmuştu o koca bedeninynen ki annem çığlığımı tiiiii 2. kattan duymuş kadın feryat figan geldi ki ne görsün o küçücük ben benim üstümde kocemen bişi oturmuş tutmuş çocuğun boğazını sıkıyo, ya okuyucu ölümden döndüm ben bak valla atmıyom he, yahucum hem bu ağabeymin benim üstündeki güç denemeleri teeeee ağabeymin evlenme arefelerine kadar sürmüş olup son olayı arkamdan bana makas fırlatmasıynan sonuçlanmış olup çok şükürkü hiçbiryerime makas saplanmamıştır. (daha varda onları da sooora anlatırım olurmu canlarım kuzucuklarım benim)
Sıra geldi anneciğime, canım ya hep endişeli, hep seri, hep aceleci, hep içi içine sığmayan her şey bir an öce olsun bitsin. Mesela yemek yensin ve sofra hemen toplansın verilebilecek en iyi örnektir, tabiiii bu örnekler çoğaltılabilir ve çoğaltılacaktır tarafımdan. Şimdi efendim benim bu annemin bana ve ağabeyme kullandığı en popüler cümlesi “köpek evlattır” ki daha başka ailelerden çocuklarına dair böle cümleler duymadım ben, anneme özgüdür yani. Mesela annem ne zaman çay demlesem “Emreeeee altına su koy çocuuuuuuum” şeklinde uyarılarına devam etmekte olup her uyarının sonunda “yahu güzel annem tabi ki çaydanlığa su koyulur, kuraldır bu, çünkü demliğe doldurduğun su azaldığından illaki çaydanlığa su koyulur be mübarek kadın” gibi cümlelerim eminim kendisi tarafından duyulmamıştır ve asla kaaale bile alınmamıştır, alınmaycaktır biliyom ben annem bu değişmez. He bi de ben ne zaman “banyo yapıcam” desem “heh yine ıslatıcan banyoyu ne var sanki” gibi bir cümleyle karşılaşırım hep neymiş efendim yeni yıkamış banyoyu ovmuş dezenfekte etimiş miş ne gereği varmış gibi cümleler kurup beni deli etmeye devam eder, yahu kadın hamamamı gideyim yani ayrıcana da oturduğumuz yerde hamam var da benmi gitmedim ya. Sene 2004 yazı ben Avşa’ya arkidişimin yanına tatil için gidicem ve beni ve herkezi dumura uğratacak ve daha sonraki her tatilimde bana hatırlatılacak söz ınınınınnnnnnnn “hele bi boğul sen, ben de seni gebertmezsem bana da Ayşe Acar demesinler” buyrun buradan yakın okuyucu nasıl ama, farkındaysanız bu cümleden annemin doğa üstü güçleri olduğunu vurguluyor ve öğreniyoruz. Yahu kadın ben boğulsam sen zaten ölmüş göçmüş birini daha fazla nasıl gebertebilirisin dimi ama böle bişi mümkün olmuşmudur deyip bir araştırmaya bile giriştim ben yaaaa naber benim annem böle bir kadınceyiz işte. Heee bide hastalanınca felan ben çok kızar bu annem “sen bi hasta ol bakarsam sana nolıyım” ki ben zaten öle inleyen ağlayan hastalardan olmamışımdır hiç ama annem her seferinde böle cümleler kurar bana sanki beni bilmezmiş gibi. “köpek evlat sen iç soğuk suları, yap banyonu üstüne bişi giyme çıplak çıplak gez soorada başıma hasta ol” gibi böle uzar gider bu örnekler ki bu daha bişi değildir. He bide kendine has kelimeleri vardır annemin her yanlış söylemsinde bir daha duymak için tekrar ettiririm ben örnek verecek olursak eğer.
1- Psilog = Psikolog
2- Sıkos bıras = Scoth Brite (Bildiğimiz bulaşık süngerinin annemce çevrilmiş hali)
3- Fisfiye = Fiskiye
4- Pıçak = Bıçak
5- Apantis = Apandisit
Bunlar şimdilik aklıma gelenler okuyucum benim, gerisini bilahare yazıcam söz.
Bunların dışında annem dünya tatlısı bir kadındır, asla ve kat-a dedikodu yapmaz, kimseden kimseye laf söz taşımaz, kendi halindedir, onun için varsa vardır yoksa yoktur, asla bir şey için diretmez çünkü olursa olur olmazsa olmaz napalım canımız sağ olsun der hep, biraz daha bazı huylarından ötürü kendisine benzemeyi çok istemişimdir hep, çok naiftir kırıldığını asla belli etmez, dedim ya taş atana pamuk atandır beni de hep böyle olmam konusunda uyarmıştır ama ben onun kadar sabırlı olamayabiliyorum maalesef, çok güzel yemek yapar özene bözene, sabah ilk iş kahvaltıdan önce yemekler pişirilir akşam için ki dinlensinmiş efendim yemekler öle pişer pişmez sofraya konulmazmış, birde bir evin en önemli kısmı mutfağın yatak odasının ve banyonun derli toplu ve temiz olmasıymış, bakalım görcekmiş benide evlenince nası kadın olcakmışım hatta ona göre benden kadın olmazmış azıcık feyz almamışım ondan öle der hep bana. Ya annem böledir işte daha yazcağım var da aklıma gelenler bunlar şimdilik.
Ağabeyle olan maceralara devam edelim bakalım, şimdi bu ağabeynin küçükkene bir karate sevgisi vardı tabi bu sevgi eminim ki sadece öğrendiklerini bana uygulama konusundaydı yani, varın gerisini siz tahmin edin. Şimdi bu gelir öğrenmiş birkaç afili hareket “gel kardeşim sana öğreticem” bak bak vurcak ya bana önceden öle kardeşim canım benim şeklinde beni hazırlıyo olaya yumuşak yumuşak bende yiycek göz varmı, yok tabi ama böle durumlar anne-baba ikilisi evde olmayınca daha çok yaşandığından istersen yeme yani sen bilirsin çünkü sonuç her zaman kaçınılmaz olmuştur. Neyse şeker “al şu yastıkları eline geç karşıma” diye başlayan cümlenin sonu benim yastıkları elime almam ve sonrasında yastıklar bir yerde ben bir yerde tabi benim canım yastıklara nazaran daha çok yanıyo, ha bide çıkarttırıyo gözlükleri ki hani bana öğreteceği hareketlerden gözlüğüme bişi olmasın yoksam öle hemen kırılan gözlüğün yerine yenisini almak goley bi mesele değil o zamanlar. Ya işte böle karate maceralarımız çok olmuştur kendisiynen hele sonuncusunda üstüme oturmuştu o koca bedeninynen ki annem çığlığımı tiiiii 2. kattan duymuş kadın feryat figan geldi ki ne görsün o küçücük ben benim üstümde kocemen bişi oturmuş tutmuş çocuğun boğazını sıkıyo, ya okuyucu ölümden döndüm ben bak valla atmıyom he, yahucum hem bu ağabeymin benim üstündeki güç denemeleri teeeee ağabeymin evlenme arefelerine kadar sürmüş olup son olayı arkamdan bana makas fırlatmasıynan sonuçlanmış olup çok şükürkü hiçbiryerime makas saplanmamıştır. (daha varda onları da sooora anlatırım olurmu canlarım kuzucuklarım benim)
Sıra geldi anneciğime, canım ya hep endişeli, hep seri, hep aceleci, hep içi içine sığmayan her şey bir an öce olsun bitsin. Mesela yemek yensin ve sofra hemen toplansın verilebilecek en iyi örnektir, tabiiii bu örnekler çoğaltılabilir ve çoğaltılacaktır tarafımdan. Şimdi efendim benim bu annemin bana ve ağabeyme kullandığı en popüler cümlesi “köpek evlattır” ki daha başka ailelerden çocuklarına dair böle cümleler duymadım ben, anneme özgüdür yani. Mesela annem ne zaman çay demlesem “Emreeeee altına su koy çocuuuuuuum” şeklinde uyarılarına devam etmekte olup her uyarının sonunda “yahu güzel annem tabi ki çaydanlığa su koyulur, kuraldır bu, çünkü demliğe doldurduğun su azaldığından illaki çaydanlığa su koyulur be mübarek kadın” gibi cümlelerim eminim kendisi tarafından duyulmamıştır ve asla kaaale bile alınmamıştır, alınmaycaktır biliyom ben annem bu değişmez. He bi de ben ne zaman “banyo yapıcam” desem “heh yine ıslatıcan banyoyu ne var sanki” gibi bir cümleyle karşılaşırım hep neymiş efendim yeni yıkamış banyoyu ovmuş dezenfekte etimiş miş ne gereği varmış gibi cümleler kurup beni deli etmeye devam eder, yahu kadın hamamamı gideyim yani ayrıcana da oturduğumuz yerde hamam var da benmi gitmedim ya. Sene 2004 yazı ben Avşa’ya arkidişimin yanına tatil için gidicem ve beni ve herkezi dumura uğratacak ve daha sonraki her tatilimde bana hatırlatılacak söz ınınınınnnnnnnn “hele bi boğul sen, ben de seni gebertmezsem bana da Ayşe Acar demesinler” buyrun buradan yakın okuyucu nasıl ama, farkındaysanız bu cümleden annemin doğa üstü güçleri olduğunu vurguluyor ve öğreniyoruz. Yahu kadın ben boğulsam sen zaten ölmüş göçmüş birini daha fazla nasıl gebertebilirisin dimi ama böle bişi mümkün olmuşmudur deyip bir araştırmaya bile giriştim ben yaaaa naber benim annem böle bir kadınceyiz işte. Heee bide hastalanınca felan ben çok kızar bu annem “sen bi hasta ol bakarsam sana nolıyım” ki ben zaten öle inleyen ağlayan hastalardan olmamışımdır hiç ama annem her seferinde böle cümleler kurar bana sanki beni bilmezmiş gibi. “köpek evlat sen iç soğuk suları, yap banyonu üstüne bişi giyme çıplak çıplak gez soorada başıma hasta ol” gibi böle uzar gider bu örnekler ki bu daha bişi değildir. He bide kendine has kelimeleri vardır annemin her yanlış söylemsinde bir daha duymak için tekrar ettiririm ben örnek verecek olursak eğer.
1- Psilog = Psikolog
2- Sıkos bıras = Scoth Brite (Bildiğimiz bulaşık süngerinin annemce çevrilmiş hali)
3- Fisfiye = Fiskiye
4- Pıçak = Bıçak
5- Apantis = Apandisit
Bunlar şimdilik aklıma gelenler okuyucum benim, gerisini bilahare yazıcam söz.
Bunların dışında annem dünya tatlısı bir kadındır, asla ve kat-a dedikodu yapmaz, kimseden kimseye laf söz taşımaz, kendi halindedir, onun için varsa vardır yoksa yoktur, asla bir şey için diretmez çünkü olursa olur olmazsa olmaz napalım canımız sağ olsun der hep, biraz daha bazı huylarından ötürü kendisine benzemeyi çok istemişimdir hep, çok naiftir kırıldığını asla belli etmez, dedim ya taş atana pamuk atandır beni de hep böyle olmam konusunda uyarmıştır ama ben onun kadar sabırlı olamayabiliyorum maalesef, çok güzel yemek yapar özene bözene, sabah ilk iş kahvaltıdan önce yemekler pişirilir akşam için ki dinlensinmiş efendim yemekler öle pişer pişmez sofraya konulmazmış, birde bir evin en önemli kısmı mutfağın yatak odasının ve banyonun derli toplu ve temiz olmasıymış, bakalım görcekmiş benide evlenince nası kadın olcakmışım hatta ona göre benden kadın olmazmış azıcık feyz almamışım ondan öle der hep bana. Ya annem böledir işte daha yazcağım var da aklıma gelenler bunlar şimdilik.
Aaa babamı unuttum sanmayın ha onuda anlatıcam bir gün
Hadi okuyucu öperim senide tabi günlüğümü de, görüşelim en kısa zamanda yine, hoşçakal.
7 anlayan:):
benimde kardeşim karateye gitmişti bir zamanlr benimde deneme tahtası olmuşluğum vardır.çok acıyordu ya ne biçim kuvvet ne biçim vuruş anlamıyrdm neyse bu aralr pek uğraşmıyo artık rahatladım:))bahsettiğin konular bütün anneler için geçerli sanırm.
ANLADIM BEN SENİ.....
Semacım aynen öyle canım deneme tahtası oldum şu hayatım boyunca abime bende.
Elçin, ah be gülüm sen anlamıycanda kim anlayacak zati :)
emre neden cünety arkın filimleri sonrası gaza gelen abilerin küçük kız kardeşe yaptıklarını yazmadın neden:)))
o kadar benzetiyorumki seni kendime ağzım açık kalıyor. biz hala 3 kardeş bir araya gelince(yaşlar:28-26-22) halıda boğuşuyoruz..
annene bayıldım ben. tüm anneler aynı ya hepsi çok tatlı ve otoriter:))
:))))))Annene bittim, bayıldım, mest oldum.. veeee benim annemle de benzerlikleri öyle çok ki..:))
Kardeş boğuşmaları kadar güzel bir şey yokmuş dünyada.. şimdi bazen büyük oğlumu, küçüğün boğazına çökmüş yakaladığımda her ne kadar sinirlensem de.. küçük, büyüğün tepesine atlayıp, boyuna bakmadan, hadi gel kapışalım dediğinde, çocuğum yapmayın diye feryat etsem de.. sonunda onların can cana geçeceğini biliyorum.:) Bu arada istediğin gibi, tepe tepe kullan.. ne demek aramızda bir kelimenin lafı mı olur...:))
HAHAHAAA...
ANNEN SÜPER BİR KADIN..ALLAH O'NA HAYIRLI ÖMÜR VERSİN....
mayonezim emelim, bende hala abimle bir araya gelince illaki kapışıyoz, yani el kol hareketi yoksa bile illaki lafazanlık yapıyoruz, vallahi şeker abisi olupta benzerlik olmayan yoktur sanırsam ve haklısın tüm anneler aynı. Canım öperim.
İncegülcüm aynen katılıyorum biz hala abimle atışsak da onun parmağına diken batsa benimki kanıyo desem çok klişe olmaz sanırım. He sağol şeker be "bilgisıyır" için, bir gün tanışma şerefine nail olursak şayet hatırlatta sana bişi ısmarlıyım bareee:) öperim canım senide.
Şebnemim canım sağol iyi dileklerin için rabbim sanada uzun va sağlıklı ömürler nasib eylesin canım benim.
Yorum Gönder